30 Aralık 2010 Perşembe

Organ Bağışı

Organ Bağışı PDF Yazdır


Organ ve Doku Nakli Hizmetleri
          Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar, tüm dünyanın olduğu gibi, ülkemizin de önemli sağlık sorunlarından biridir. Organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamadığı takdirde yaşamlarını kısa bir süre içinde kaybetmektedir. Bugün 30.562 kronik böbrek yetmezliği hastası diyaliz cihazlarına bağlı olarak 'bir gün böbrek nakli olabilmek umuduyla' yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Nakil bekleyen hastaların bazıları ise tedavi olabilmek umuduyla yurt dışında çareler aramaktalar.

Organ Nakli Nedir ?
          Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denilir.

Hangi Organ ve Dokuların Nakli Yapılmaktadır?
          Ülkemizde nakli yapılan organlar; böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince barsaktır, Nakli yapılan dokular ise; kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği, deridir.
          Böbrekler sağ ve solda olmak üzere iki tanedir. Dakikada 1 litre kanı süzerek vücudu zararlı maddelerden temizlerler. Ancak bir çok sebepten böbrek dokusu zarar görerek işlevini yapamaz hale gelebilir. Böbrek yetmezliğine bağlı ölümlerin %60'ını oluşturan kronik iltihabi durumda böbrekler fonksiyonlarını kaybederler. Bu durumda böbrek nakli gerekir.
          Kalp kasını tutarak harap eden hastalıklarda kalp görevini yapamamaktadır. Bu hastalar nakil olmaz ise çok kısa sürede hayatlarını kaybetmektedir ve ancak kalp nakli ile yaşamaları mümkündür.
          Karaciğer karın boşluğunun sağ tarafında yer alır. Karaciğer hücrelerinin tahrip olduğu, siroz, kronik sarılık, karaciğer kanseri gibi tıbbi tedavinin başarısız kaldığı hastalıklarda karaciğer nakli tek çözüm olarak ortaya çıkmaktadır.

Organ Nakli Kimlerden Yapılır?
          Organ ve doku nakli, canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
  1. Kadavra donör (verici): Trafik kazası, kurşunlanma, beyin kanaması vb. nedenlerle yoğun bakımda tedavisi devam ederken, beyin ölümü denilen geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmiş hastaların organları bağışlandığı takdirde bunlar kadavra donör olarak tanımlanmaktadır. Böbrek, karaciğer, pankreas, kalp, kalp kapakları, kornea kadavradan nakillerde kullanılmaktadır.
  2. Canlı donör: Organ nakli gereken hastanın eşi veya yakın akrabaları doku, kan grubu vb. uyum mevcut ise organ bağışında bulunabilmektedir. Bunlar canlı donör olarak tanımlanmaktadır. Böbrek ve karaciğer canlıdan nakil yapılabilen organlardır.

Beyin Ölümü Nedir?
          Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının irreversibl (geri dönüşümsüz) olarak kaybolmasıdır. Beyin ölümü gerçekleşen kişide solunum ve dolaşım ancak yoğun bakım koşullarında ventilatör gibi destek makinelerine bağlanarak sürdürülebilmektedir. Solunum ve kalp atımları yapay olarak sürdürülebilirken, beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülemez. Bu nedenle kişi beyni öldüğü zaman tıbben ölü kabul edilir. Yoğun bakım ünitelerinde verilen tüm tıbbi desteğe rağmen ortalama 24-36 saat sonra beyin dışındaki organlar da fonksiyonlarını kaybederler.
          Beyin ölümü tanısı almış kişilerin hayata dönmesi mümkün değildir.
          Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra bu kişiler kadavra donör olarak adlandırılır. Bu donörlerde en kısa süre içerisinde (organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce) organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gereklidir.

Beyin Ölümü İle Bitkisel Hayat Arasındaki Fark Nedir?
          Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları birbirinden farklıdır. En önemli fark, bitkisel hayattaki hastaların solunumlarının devam etmesidir. Bu hastalar aylarca ya da yıllarca yaşamaya devam etmekte ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebilmektedir.
          Beyin ölümünü, çok basit bir benzetme ile vazodaki çiçeğe, bitkisel hayatı ise saksıdaki çiçeğe benzetebiliriz. Vazodaki çiçek istesek de istemesek de birkaç gün sonra solacak ve kuruyacaktır. Oysaki saksıdaki çiçek suladığımız müddetçe solmayacaktır.

Dünyada ve Ülkemizde Organ Naklinin Gelişimi
          İnsanda canlıdan ilk böbrek nakli 1947 de Boston da gerçekleştirilmiştir. İlk başarılı kalp nakli ise 1967 yılında Dr. Christian Barnard tarafından gerçekleştirilmiştir.
          Türkiye'de ilk kez 22 Kasım 1968 de Ankara Yüksek İhtisas Hastanesinde Dr. Kemal BEYAZIT tarafından kalp nakli yapılmış ancak hasta kaybedilmiştir. İlk başarılı organ nakli ise 3 Kasım 1975 yılında Dr. Mehmet HABERAL ve ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde bir anneden oğluna yapılan canlıdan canlıya böbrek nakli olmuştur. Bunu 1978 yılında aynı ekibin kadavradan yaptığı ilk böbrek nakli izlemiştir.
          2004 yılı Ekim ayı itibarıyla Ülkemizde 12 Kalp Nakli Merkezi, 17 Karaciğer Nakli Merkezi, 25 Böbrek Nakli Merkezi, 21 Kemik İliği Nakli Merkezi ve 11 Göz Bankası mevcuttur.
          Ülkemizde yeterli donanıma sahip nakil merkezleri ve deneyimli bilim adamları olduğu halde, organ bağışının yetersiz olması sebebiyle nakil sayıları yetersiz kalmaktadır.
Bazı ülkelerde 2003 yılında milyon nüfusa düşen kadavra donör sayısı aşağıda görülmektedir:
ÜLKE
Milyon Nüfusa Düşen Donör
İSPANYA
33,8
FRANSA
18,3
ALMANYA
12,3
İNGİLTERE
9,7
YUNANİSTAN
6,4
TÜRKİYE
1,6
Ülkemizde yıllara göre yapılan kadavradan nakillere ve toplam nakillere ait veriler aşağıdaki tablolarda görülmektedir.
Tablo 1: Yıllara Göre Kadavra Donör Sayılan ve Kadavradan Nakil Sayıları
Yıllar
Donör
Böbrek
Karaciğer
Kalp
Kalp Kapağı
2000
46
92
38
11
7
2001
89
162
65
27
25
2002
102
189
82
20
15
2003
105
177
86
23
24
Tablo 2: Yıllara Göre Yapılan Toplam Organ ve Doku Nakilleri
Yıllar
Böbrek
canlı+kadavra
Karaciğer
canlı+kadavra
Kalp
Kalp Kapağı
Kornea
Kemik İliği
Pankreas
2000
368
59
11
7
913
293
-
2001
491
108
27
25
1267
374
-
2002
550
159
20
15
1538
443
-
2003
605
174
23
24
1807
498
9
Türkiye'de 2003 yıl sonu itibariyle organ nakli merkezlerinde sıraya girip organ ve doku nakli bekleyen hasta sayıları aşağıda verilmiştir:
Organ-Doku
Bekleyen Hasta Sayısı
Böbrek
6060
Karaciğer
430
Kalp
146
Kalp Kapağı
9
Akciğer
4
Kalp-Akciğer
27
Pankreas
16
Kornea
4958
Kemik İliği
282

Organ Bağışı Nedir?
          Kişi hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.
          Organ bağışında bulunan kişinin organlarının hangi durumda ve nasıl alınacağı 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun da açıkça belirtilmektedir.
          2238 sayılı yasaya göre on sekiz yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir.
Bağışlanan Organlar Kimlere Nakledilir?
          Organ alacak hastalar öncelikle kan grubu ve doku grubu uyumuna, yaş, boy, kilo gibi kriterlere ayrıca tıbbi aciliyet durumuna göre belirlenir. Cins, ırk, din, zengin-fakir ayırımı yapılmaz.
Organ Bağışının Dini Yönden Sakıncası Var mı?
          Organ bağışının dini yönden sakıncası yoktur. Büyük dinlerin çoğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir.
          Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 3.3.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Bu kararda;
  1. Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet edilmesi,
  2. Hastalığın bu yolla tedavi edileceğine ilişkin doktor kararının olması,
  3. Doku ve organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması,
  4. Organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla yakınlarının rızasının sağlanması,
  5. Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
  6. Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerektiği belirtilmektedir.
          Yine aynı kararda "organınızı vereceğiniz kişi yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisi sorumludur" denilmektedir.
          Kuran-ı Kerim'de de "kim bir insana hayat verirse onun tüm insanlara hayat vermişçesine sevap kazanacağı" beyan olunmaktadır (Maide suresi, ayet 32).

Organ Bağışı Nereye ve Nasıl Yapılır?
  • Sağlık Müdürlüklerinde,
  • Hastanelerde,
  • Emniyet Müdürlüklerinde (Ehliyet Alımı Sırasında),
  • Organ Nakli Yapan Merkezlerde,
  • Organ nakli ile ilgilenen Vakıf, Dernek vs. kuruluşlarda
organ bağışı işlemi yapılabilir.
          Organ bağışında bulunabilmek için; organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir.
          Organ bağışı yapanların, bu durumdan ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır.
          Organ bağışında bulunan kişilerin organ bağış kartını daima yanında taşıması organ bağışı işleminin karışıklık ve gecikme olmaksızın yerine getirilmesini sağlayacaktır.
          Kişi organ bağışından vazgeçtiği anda organ bağış kartını taşımaktan vazgeçmeli ve bu kararını ailesine bildirmelidir.

Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi
          Ülkemizde organ ve doku nakli hizmetleri, 1979 yılında yürürlüğe giren, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun ile yürütülmektedir.
          Ancak, organ ve doku nakli hizmetlerinin yürütülmesine dair yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla, Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği hazırlanmış ve bu Yönetmelik 1 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
          (07.03.2005 tarih ve 25748 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile bu yönetmeliğin bazı maddelerinde değişiklik yapılmıştır)
          Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda ve denetiminde "Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi" kurulmuştur.
          Ulusal Koordinasyon Sisteminin yürütülmesi amacıyla Bakanlığımız Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı olmak üzere; Ankara'da Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Merkezi (UKM) ile, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana ve Kayseri İllerinde Bölge Koordinasyon Merkezleri kurulmuştur.
          Ülke genelinde herhangi bir hastanede organ bağışı gerçekleştiğinde hastanede görevli organ nakli koordinatörleri Ulusal Koordinasyon Merkezine bildirmektedir. Bu merkez, donörün (verici) organ ve dokularının ülke genelinde nakil beklemekte olan hastalardan aciliyet ve organ uyumu kriterlerine göre en uygun hastanın bulunduğu Organ Nakli Merkezine gönderilmesini sağlamaktadır.
          3-9 Kasım Organ Nakli Haftası nedeniyle Bursa Sağlık Müdürlüğünce hazırlanan eğitim sunusu ile konu hakkında ek bilgiler edinebilirsiniz. Powerpoint biçimindeki sunuyu bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız
          Organ ve Doku bağışında kullanılan form örneğine dökümantasyon bölümüzden ulaşabilir, indirebilirsiniz.